

12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY'U ANMA GÜNÜ
12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü
Aziz Türk Milleti'nin bağımsızlığına ve kutsal değerlerine olan inancını destanlaştıran İstiklal Marşı'mızın yıldönümünü idrak etmenin gururunu yaşıyoruz. İstiklal Marşı, bir milletin bağımsızlık aşkının, imkânsızlıklar içerisinde gösterdiği büyük kahramanlığın, milli değerlerimizi ve ideallerimizi yansıtan azim ve fedakârlıkla verilen kurtuluş mücadelesinin mısralara dökülmüş ifadesidir. İstiklal Marşı; milli birlik ve beraberliğimizin mutabakat belgesidir. Milli mücadele günlerinin heyecanını içinde taşıyan İstiklal Marşımız, ay yıldızlı al bayrağımız göklerde özgür bir şekilde dalgalandıkça milletimizin ortak sesi, ortak vicdanı olmaya devam edecektir. Aziz milletimizin gönül dünyası, yüce hasletleri, cesaret, kahramanlık ve eşsiz mücadele azmi vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un veciz dizeleriyle tarihe not olarak düşülmüş ve ebedileştirilmiştir. İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü'nde, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, İstiklal Marşı'nın Şairi Mehmet Akif Ersoy'u ve İstiklal Savaşı'nın tüm kahramanlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
İSTİKLAL MARŞI
Kahraman Ordumuza
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecdile bin secde eder, varsa taşım,
Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Mehmet Akif Ersoy